SAYGILARIMIZLA (!)

SAYGILARIMIZLA (!)

Emniyet müdürü konuşuyor “benim polisim yapmaz”, sonra tekrar söz alıyor “polisimin üstüne fazla gitmeyin!”. Biz susuyoruz yedikçe copları, susuyoruz biber gazlarını çektikçe ciğerlere, yeter ki gitmeyin emniyet müdürümün üstüne…

Bilmez misin ki maça gidiyorsan toptan serserisin sen. 3 yaşında da olsan hakkıdır çeviğimin yutturmak sana biber gazını, “çek oğlum ciğerlerine, çek de büyü tribünlerde, saygı duy, güven duy emniyetine!”

Maçta küçük büyük on binlerce insan… Deplasmanları saymayalım, yüz binlerce Yeni Türk Lirası veriyorsun her sene gide gele, asgari ücretin 500 YTL etmediği güzelim ülkemde. Her şeyin bedeli vardır ya ödeyeceksin sorgusuz sualsiz. Kulübüne katkıdır, kulübün seni kollasa da kollamasa da, içeri girerken zorlansan da zorlanmasan da. Kulübün seni müşteri gibi görebilir, sen kendini müşteri sanmayacaksın, taraftarsan ayağını denk alacaksın. Kız mısın lan? Tabi kapıda sıkışacak, arada kaynayacak, kargaşa olursa babalar gibi yiyeceksin copunu, tokadını. Baban vurmadıysa amirinden tadacaksın sillenin ağırlığını da erkek olacaksın.

Rakip taraftar, sen staddan çıkarken kafana koltukları kırıp kırıp atarken güvenliğini sağlayacak olan emniyet saçakların altında beklerken sen yine kendini kendin koruyacaksın bir sene Telsim’de bir sene Migros’ta. Öyle ya maçlarda sıkılan biber gazları, acımasızca vurulan coplar zaten maçta güvenliği sağlamak, tehlikeli durumların önüne geçmek amacıyla. Her şeyi emniyetimden beklemeyeceksin. Emniyet dediysek önce onlarınki sonra senin!

İki adam takıştığında kalkıp birinden birini paketleyip öyle ayırmıyor musun sen kavgayı? Emniyetim, çevik kuvvetim seni paketlediğinde niye kızarsın? Hakkıdır emniyetimin emniyet için cana kıymak, haddini bilecek susacaksın. Müşteri mi sandın sen kendini? Taraftarsın. “Bu mudur bizim emniyet diye görüp sayıp rahat nefes alacağımız güç?” diye sormayacaksın. Küfretme diyorlarsa etmeyeceksin, emniyetim seninle mi uğraşsın? Oraya niçin geliyor sen ne iş çıkartırsın? Küfredenin ağzına biber gazı, laf edene iki cop kolayını bulmuş çevik zekâsıyla çevik kuvvetim, yiyince copu sonra susarsın. Yok öyle uzun uzun sessizlik, tezahürat etmezsen puanından olacaksın, copta susup biber gazında boğuldun sonra yine takımına destek olacaksın. Emniyetim artık dayanamıyor serseriliklere, ayırmak için davransa bir delilik yaparsın. Yere yığılmış adama öldüresiye vursun ki Taksim meydanında sallandırmışçasına cümle âlem ibret alsın. Dedik ya müşteri gibi harcasan da delikanlı gibi duracaksın. Çok düşünmeyeceksin emniyetimin yaptıklarını, ister fazladan mesainin acısını çıkarır senden ister hazır bulmuşken önce döver sonra söver sonra da havasını atar ben bu maçta altısının hoşafını çıkarttım diye. Sen kaliteli taraftarı oynayacaksın, yeri gelince bağıracak yeri gelince ıslıklayacak yeri gelince başını önüne eğip susacaksın.

Vardır elbet emniyetimin bir bildiği stadı boşalttırmak için ağırdan alan bir gencin ağzına biber gazını sıkıp bir diğerine kalkanıyla vururken, sana mı soracak işini? Öyle emniyetin üzerine çok gitmeyeceksin. Emniyetinde ruh, mantık, anlayış aramayacak, bencillik etmeyeceksin. Kulübüne harcama yapacak ama kendini düşünmeyeceksin. Oldu ya yanlış anlama yüzünden haksız yere ağzını burnunu dağıttı, sakın şikâyet etmeyeceksin, hatasız kul mu var, büyüyünce unuturum diyecek affedeceksin.

Hem serserilik yapıp hem de bencillik etmeyeceksin. Çevik güçler senin emniyetin için canla başla uğraşırken, senin güvenliğin için stadı cehenneme dönüştürürken, kulübün senin için akıl almaz transferler yapıp stadın ısısına kadar her türlü detayı ele alırken sen kendini daha fazla düşünmeyeceksin.

Erkeksen ve gençsen zaten mimlisin de gerisi de fark etmez 3 yaşında da olsan, kız da olsan, engelli de, taraftarsan serserisin sen, tribünde yola geleceksin. Müşteri gibi ödeyecek ama kendini müşteri bilmeyeceksin.